![]()
‘Cennet’ gibi lig
Her ne kadar profesyonel futbolculardan alınacak vergi oranları yüzde 40’a kadar yükseltilmiş olsa da oyuncuyu Türkiye’ye getirebilmek için kulüp vergi yükümlülüğünün altına giriyor. Bazı finansal araçlar ve muhasebe teknikleri kullanılarak, oyuncu ücretlerinden kesilen stopajlar düşürülebiliyor. Bu da yabancı oyuncular için Türkiye’yi vergi cenneti yapıyor. Konuya ilişkin üç örnek verelim. Osimhen Napoli’de yıllık 12 milyon 820 bin Avro kazanıyordu ve bundan yüzde 40 vergi ödüyordu. Eline net 7.7 milyon Avro geçmekteydi. G.Saray’da 21 milyon Avro kazanacak. Sane B.Münih’te yıllık brüt 10 milyon Avro alıyordu. G.Saray’dan yıllık 12 milyon Avro kazanacak. Orkun, Benfica’da 1 milyon 560 bin yıllık brüt ücret alıyordu. Beşiktaş’tan 5 milyon Avro alacak.
Transferler diğer taraftan kulüp yönetimlerinin geleceklerini devam ettirebilmelerine olanak sağlayan, PR’ını yükselten etkili enstrüman. Yönetimler transferler sayesinde popülist politikalarını sürdürebiliyor. Olayın bir “show business”a dönüşmüş olması, kulübün finansal sıkıntılarının taraftar nezdinde olumsuz etkilerini gizleyen bir illüzyon yaratıyor. Kulüp borç batağında olsa bile taraftar transfer istiyor. Yönetici de kendi bekası için bu talebi geri çevirmiyor. O yüzden transfer futbolun en çok sevilen yüzü. Çünkü her transfer bir heyecan ve beklenti yaratır. Bu da yönetimlerin işlerini kolaylaştırır, ömürlerini uzatır. Tabii ki olaylar beklendiği gibi giderse. Beklendiği gibi gitmezse bu popülist politikaların sonucu hüsran: Borç batağıdır.
Tuğrul Akşar Cumhuriyet