"Çalışan ben, tüketen beni kıskanır." John Berger

Nisan 03, 2025

Güncellleşen:

 

 Hollywood kara listeleri ve komünist avı

İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle ABD ile Sovyetler Birliği arasındaki “Soğuk Savaş”, Amerikan iç ve dış siyasetinin belirleyeni oldu. Amerika’daki egemenler öncelikle kendi saflarını sıklaştırmaya yöneldiler. Bu çerçevede birçok alanda casusluk hikâyesi yazdılar; bir yandan topluma “komünizm korkusu” tohumları ekerken diğer taraftan muhalifleri temizlediler. ABD sinema endüstrisinde, Hollywood’da başlatılan komünist avı uzun süre gündemi işgal etti.

Amerikan Karşıtı Faaliyetleri İzleme Komitesi (House Committee on Un-American Activities) isimli komite, 1947 yılında Amerikan film endüstrisinde kapsamlı bir soruşturma başlatır[2].

29 Temmuz 1946 tarihli The Hollywood Reporter dergisinde, aynı zamanda derginin de sahibi olan William R. Wilkerson “Joe Stalin için bir oy” başlıklı bir yazı yayımlar. Bu yazıda Hollwood’daki komünist sempatizanlar olarak Dalton Trumbo, Maurice Rapf, Lester Cole, Howard Koch, Harold Buchman, John Wexley, Ring Lardner Jr., Harold Salemson, Henry Meyers, Theodore Strauss ve John Howard Lawson isimlerini listeler. Wilkerson listeyi büyütmeye devam eder, ağustos ve eylül aylarında sinema dünyasının birçok ismini de bu listeye ekler.

1947 yılı Ekim ayında, derginin yayımladığı isimleri temel alan Amerikan Karşıtı Faaliyetleri İzleme Komitesi, onlarca kişiye ifade vermeleri veya şahitlik için çağrı çıkartır. Suçlama gerekçesi ise bu kişilerin filmlerinin içine “komünist propaganda parçaları enjekte etmeleri” idi.

Duruşmaların açılışı, şahit olarak çağrılan Walt Disney ve Amerikan Oyuncular Sendikası Başkanı Ronald Reagan ile yapılır.
   Birçok kişiye yöneltilen “filmlerin içine komünist propagandayı enjekte etme” suçlamasına karşılık, ironik olarak “Amerikan egemen ideolojisinin filmlere enjekte edilmeye başlanması” da aynı döneme rastlar. Artık sinema endüstrisine FBI’ın bir takım mekanizmalarla müdahale etmesi söz konusudur. Bu dönemde FBI Başkanı Edgar Hoover, soruşturmaları ve kara listeleri yakından takip eder.[7]

ABD’yi yönetenler de sinemanın toplum üzerindeki etkisi ve “rıza oluşturma gücü”nün farkındadır artık. 10 yıl süren cadı avı ile Hollywood’u önce sarstılar, sonra sol düşüncenin en simge isimlerini temizlediler, kalanları da ehlileştirdiler. Bu dönemden sonra Hollywood, Amerikan toplumunun ve dünyanın “Soğuk Savaş”ın ve sonraki politikalarının gereklerine göre hazırlanmasında çok önemli roller üstlendi.
Arthur Miller ve “Cadı Kazanı” filmi
                         
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...