HAYATIMIZ REKLAM
İbrahim Akyürek
Kasım 20, 2024
Kasım 18, 2024
Zonguldak Sergi Odası, düzenlediği Fotoğraf/Film Haftası'nın son günlerinde dört filmi konuk edecek.
19 Kasım 2024 Salı 'Benim Güzel Çamaşırhanem (Stephan Frears, Saat 18.00), 21 Kasım Perşembe 'Billy Elliot' Müzikali (Stephen Daldry, Saat 18.00), 23 Kasım Cumartesi 'Işık Yenersu - Tiyatronun Narin, Çetin Divası (Kerime Senyücel, Saat 15.00) ve Mükellef belgeselleri (Elif Ergezen, Saat 16.00) perdede olacak.
İlk iki uzun film Margaret Thatcher İngilteresini konu alırken, Zonguldak (Çaycuma) doğumlu sinema ve tiyatro oyuncusu Işık Yenersu'nun hayatı TRT belgeseli olarak perdeye gelecek. 2010 yapımı 'Mükellef' belgeseli ile Elif Ergezen havza tarihinin bir kesitine ışık tutacak.
Ayrıca; Ahmet Tokyay, Alaaddin Kara ve İbrahim Akyürek'in 60 fotoğrafından oluşan 'Zonguldak Kömür Havzası Maden İşçileri' fotoğraf sergisi etkinliklere eşlik edecek.
Hafta, Britanya (İngiltere) kömür işçilerinin 84/85 uzun grevinin 40'ıncı, Zonguldak (Türkiye) Kömür Havzası maden işçilerinin 90/91 uzun grevinin 34. yılı nedeniyle hazırlandı.
Aralık ayında ikinci bölümünün sunulacağı tüm etkinlikler kömür işçilerinin yazarı İrfan Yalçın ve maden işçilerinin naif bir dostu olarak anılan ressam Nedim Günsür'un anısına adandı.
https://67foto-film.blogspot.com
Sergi Odası:
Mithatpaşa Mh. Zübeyde H. Cad. 19 Arı İşhanı Kat 1 Merkez/Zonguldak (Madenci Heykeline 50 m. Nisa Eczanesi Üstü)
Kasım 16, 2024
Google Türkiye’nin haber listelemelerine ilişkin algoritması, halka gerçekleri ulaştıran bağımsız haber sitelerine erişimi aşağı çekti. BirGün, Gazete Duvar, Halk TV ve T24 gibi sitelerde %80’e yakın trafik kaybı meydana geldi.Google ambargosu
“Google Haberler” ve “Keşfet” platformları üzerinden Türkiye’deki bağımsız mecraların görünürlüğünü ortadan kaldıran Google, sitelerin yüzde 80’e varan oranda trafik kaybı yaşamasına neden oldu. Google Türkiye, değişen algoritmalar ve buna bağlı olarak neredeyse sıfırlanan görünürlük hakkında herhangi bir bilgilendirme yapmayıp şeffaflıktan uzak bir tavır sergilerken, bu durum ziyaretçi sayılarının azalması nedeniyle bağımsız medya organlarını önemli bir gelirden mahrum bırakıyor.
GOOGLE’DAN AÇIKLAMA YOK
Kasım 15, 2024
Kasım 14, 2024
Kasım 2024
Kasım 13, 2024
Kasım 09, 2024
Zonguldak
FOTOĞRAF FİLM HAFTASI BAŞLIYOR!
Bu yıl 25'inci yılını tamamlayacak olan Zonguldak Sergi Odası bir dizi etkinliği başlatıyor.
Kasım ve Aralık ayı olarak iki bölümde hazırlanan program iki uzun madenci direnişini hatırlatmayı amaçlıyor.
Bilindiği gibi 1984-85 yılında İngiltere, 1990-91'de ise Türkiye, taş kömürü madencilerinin büyük grevleriyle gündem olmuştu.
Programın birinci bölümü 12 Kasım'da İtalyan yeni gerçekçilik akımının öncülerinden 'Milano Mucizesi' filmi ile başlarken, 14 Kasım'da 'Bir Avuç Cesur İnsan' belgeseli ile devam edecek. 16 Kasım Cumartesi Alaaddin Kara 'Zonguldak ve Sinemaları' söyleşisine konuk olurken, öncesinde Ahmet Özer'in 'Beş Kuruşluk Canlar' belgeseli paylaşılacak. Program, 'Benim Güzel Çamaşırhanem', Billy Elliot (Müzikal) filmlerine ek olarak 'Mükellef' ve 'Işık Yenersu' kısa belgeselleriyle sona erecek.
Etkinlikler boyunca Ahmet Tokyay, Alaaddin Kara ve İbrahim Akyürek'in Zonguldak kömür havzası madencilerine tanıklık eden fotoğraflarından oluşan sergi açık kalacak.
Sergi Odası'nın iki aylık programı, maden işçilerinin yazarı İrfan Yalçın ve naif bir madenci dostu olarak anılan ressam Nedim Günsür'a adandı.
30 Kasım 1990 tarihinde Genel Maden İş Sendikası’nda (GMİS) örgütlü olan maden işçileri greve çıkmıştı.
Kasım 08, 2024
BM'den Gazze raporu: İsrail'in saldırılarında ölenlerin yüzde 70'i kadın ve çocuk
BM İnsan Hakları Ofisi'nin Gazze'de saldırılar, bombardımanlar ve diğer saldırı eylemleri sonucu öldürülenlerin kişisel bilgilerini doğruladığı aktarılan raporda, "Bu ölümlerin şu ana kadar yaklaşık yüzde 70'inin çocuk ve kadın olduğunu tespit ettik. Bu durum, ayrımcılık ve orantılılık da dahil uluslararası insancıl hukukun temel ilkelerinin sistematik olarak ihlal edildiğini gösteriyor. Doğrulanmış ölümlerin yaklaşık yüzde 80'i konut veya benzeri mekanlarda öldürüldü. Bunların yüzde 44'ü çocuk ve yüzde 26'sı kadın" ifadeleri kullanıldı.
Kasım 03, 2024
OKSİJEN
Netflix’in Filistin filmleriyle imtihanı
Netflix’te yer alan, Filistin’le ilgili filmler platformdan kaldırılınca kıyamet koptu, Netflix açıklama yaptıSavaş karşıtı sivil toplum örgütü CODEPINK de, yayın devinin bu kararını kınadı ve bunu “Filistinlilerin hikayelerinin ve bakış açılarının popüler kültürden tam anlamıyla silinmesi” olarak nitelendirdi. Açıklamada, “Filistinlilerin seslerinin sistematik olarak silinmesi, geniş kitlelerin İsrail’in acımasız işgali, apartheid, etnik temizlik ve şimdi de Filistinlilere yönelik soykırım gerçeğini anlamasını engelliyor” ibareleri vardı.Netflix ise geçen cuma günü yaptığı açıklamada, Filistin Hikayeleri koleksiyonunun üç yıllık bir lisans anlaşmasının parçası olarak Ekim 2021’de platforma yüklendiğini söyleyerek “Bu lisansların süresi doldu. Her zaman olduğu gibi, üyelerimizin ihtiyaçlarını karşılamak için çok çeşitli kaliteli filmlere ve dizilere yatırım yapmaya ve dünyanın dört bir yanından gelen sesleri kutlamaya devam ediyoruz” dedi.
Evrensel
RSF: Şirketler doğa katliamı görünmesin diye gazetecileri engelliyor
Raporda Çin, Hindistan ve Rusya’ya dikkat çekilirken, Türkiye’de de benzer sorunlar yaşanıyor. Gazetemiz İzmir Temsilcisi ve Çevre Muhabiri Özer Akdemir çevre haberleri yaparken yaşadıkları sorunları, “Enerji ve maden şirketleri, yaptıkları doğa katliamının görünmemesi için biz gazetecilerin haber-çekim yapmalarını engellemeye çalışıyorlar” diyerek anlattı.
“BURADA ÇEKİM YAPAMAZSINIZ!..”
RSF’nin endeksinde 180 ülke arasında 154. sırada yer alan Türkiye’de de durum benzer. Gazeteciler özellikle enerji ve maden şirketleriyle ilgili haber yaparken hem şirketlerin pervasız tutumlar hem de yargı baskısıyla karşı karşıya kalıyor.
Gazetemiz İzmir Temsilcisi ve çevre alanında yıllardır yaptığı haberlerle tanınan Özer Akdemir, “Türkiye’de çevre gazeteciliği yaparken yaşadığımız en önemli sıkıntıların başında saha da şirketlerin özel güvenlik güçleri ile ya da bizzat yöneticileri ile yaşadığımız sorunlar geliyor. Çoğu son derece korumalı, dikenli tellerin ve yüksek bariyerlerin arkasında faaliyet yürüten özellikle enerji ve maden şirketleri yaptıkları doğa katliamının görünmemesi için biz gazetecilerin haber-çekim yapmalarını engellemeye çalışıyorlar” dedi.
Ekim 30, 2024
Edebiyat Dünyası İsrail’e Karşı Boykotta
İngiltere’de yüzlerce yazar ve yayıncı topluluğu, İsrail’in kültür kurumlarına karşı geniş kapsamlı bir boykot çağrısı yaptı. Boykota destek verenler arasında Nobel ödüllü Fransız yazar Annie Ernaux, düşünce dünyasında derin etkilere sahip Amerikalı filozof Judith Butler, Pulitzer ödüllü Amerikalı yazar Viet Thanh Nguyen, Hindistanlı yazar Arundhati Roy, İrlandalı yazar Sally Rooney ve Amerikalı yazar Rachel Kushner gibi dünya çapında üne sahip isimler yer alıyor.
Reddediyorlar
İmzacı yazarlar, pazartesi günü yayımlanan mektupta, Filistinlilerin temel haklarının ihlal edilmesine dikkat çekerek, İsrailli yayıncılar, festivaller veya yayınevleriyle çalışmayı reddettiklerini ifade ettiler.
Ekim 29, 2024
Ekim 28, 2024
İsrail’e dokundurmayan İslamcılar
BAE System, İngiltere’nin en büyük, gelire göre dünyanın 6. büyük silah şirketi. Şirket, Gazze saldırısından beri, Filistin yanlıları tarafından protesto ediliyor. Bunun nedeni; savaş uçakları, mühimmatlar, füze fırlatma kitleri ve zırhlı araçlar için bileşenler de dahil olmak üzere BAE System’in İsrail’in en büyük tedarikçilerinden olması. O kadar ki BAE System, İsrail’e beyaz fosfor imalinde kullanılan madde ithaliyle bile suçlanıyor. Şirket hisselerinin Gazze saldırısıyla yükselişi haber oluyor.
İşin ilginci, SAHA EXPO’ya sponsor olan AA, İngilizce yayınlarında, BAE System’in İsrail ile ilişkilerini deşifre eden yayınlar yapıyor. Örneğin 17 Nisan tarihli haberde, Silahlı Şiddete Karşı Eylem grubunun İcra Direktörü Iain Overton ile söyleşi yapan Ajans, şunları aktarmış: “BAE Systems’in İsrail’le şu anda doğrudan ilişkisi var. İsrail’e obüs sattığını biliyoruz. Aynı zamanda F-35 savaş uçakları tedarik eden bir konsorsiyumun parçası olduklarını da biliyoruz. Bu silahlar, uluslararası insani hukukun ihlalinden, soykırım iddialarına kadar her türlü eylemde açıkça kullanıldı.”TİCARETE DOKUNDURMUYORLAR!“BAE şirketi Gazze’deki soykırımdan kâr sağlıyor” yazılı pankartlar taşıyan protestocular, şirketin Londra’daki binası önünde silah ihracatının durdurulmasını istemişler. Ya da Lancashire’da şirket fabrikasını bloke etmişler. AA da bu eylemlere yer vermiş. Gelgelelim, Adem Özköse’nin aynı şirketi protestosu Türkiye’de olunca AA’da haber olmamış!
Daha da ilginci, Kaan uçağı dahil pek çok yerli projede BAE System ile işbirliği yapıldığı resmi kaynaklarda anlatılıyor.
Barış Terkoğlu Cumhuriyet
Ekim 26, 2024
Bakanlık harekete geçti: 300 binden fazla takipçisi olan influencerlara eğitim verilecek
300 binden fazla takipçiye sahip influencerların katılabileceği eğitim programının ilki 25 Kasım'da başlayacak. 1 yıl boyunca 2 ayda bir yüz yüze eğitim yapılacak.
Açıklamaya göre; tüketici haklarından vergi mevzuatına, sosyal medya reklamlarının etik kurallar çerçevesinde nasıl yönetileceğinden reklamda kişisel verilerin korunmasına kadar geniş bir yelpazede güncel bilgilerin aktarılacağı 'Sorumlu Sosyal Medya Etkileyicileri Eğitim Programı' ile sosyal medya etkileyicilerinin daha şeffaf, güvenilir ve etik bir reklam anlayışını benimsemesi amaçlanıyor. İlk etapta 300 binden fazla takipçiye sahip sosyal medya etkileyicilerinin katılabileceği eğitim programında, sosyal medya etkileyicileri pazarlama iletişiminde dikkat etmeleri gereken yasal ve etik ilkeleri öğrenme fırsatı bulacak. İlki 25 Kasım'da düzenlenecek ve 1 yıl boyunca 2 ayda bir yüz yüze yapılması planlanan eğitimi tamamlayan katılımcılara, katılım belgesi verilecek ve isimleri Reklam Özdenetim Kurulu'nun internet sitesinde yayımlanacak.
Ekim 25, 2024
İstanbul
Fuarda İsrail protestosu: Gazeteci Adem Özköse gözaltına alındı
Gazeteci Adem Özköse, SAHA EXPO Fuarı'nda İsrail ordusuna silah sağladığı bilinen BAE Systems'i protesto ederken ağzı kapatılarak gözaltına alındı.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı'nın desteklediği ve Avrupa'nın en büyük silah ve savunma sanayi fuarlarından olan SAHA EXPO 2024 Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayii Fuarı'na birçok ülkeden firma iştirak etti.
Adem Özköse BAE Systems'in standında yaptığı protestoda şunları ifade etti: "Burası İsrail'in en büyük silah tedarikçilerinden biri olan BAE Systems'in standı. Gazze'de kardeşlerimiz katledilirken bu katiller burada olamazlar. Bunlara izin vermeyeceğiz."
Ekim 16, 2024
Birgün
Yeni feodal düzen
KENDİSİNİN GİRİŞİMCİSİ
Bu durum ve gelişmeler, bireyi basitçe rekabet etmesi veya kendini savunması gereken değil, kendini geliştirmesi gereken bir özneye dönüştürdü. Kişisel gelişim endüstrisi, yüzlerce psikoterapi ekolü, akıllı telefon, akıllı saat, akıllı ev, yoga, yüzlerce diyet programı, enerji içecekleri, vitaminler, anti-depresanlar... Kişi, kendi benliğin arttırıcısı, yeni “kendisinin girişimcisi” olmak zorundaydı, öyle ki bir yenilik dizisinin ortasında kendini biyolojik olarak da değiştirmesi gereken teknik-parasal bir değer haline gelmeliydi.
LİBERAL FAŞİZM
Tabii böylesi bir değişim, hiç de istenilen şeyi vermedi; çünkü insan bilgisayar oyunlarındaki karakterler gibi programlanabilir değil. Bu denli bireysel baskı ve piyasa talebinin yarattığı içsel çatışma, sadece kaygıya ve depresyona yol açar. Kapitalizmin ve modernizmin ilk zamanlarında ve teknolojik gelişmeleri karşısında melankoliden ve onun devrimci ruhundan bahsederken, şimdiki düzende kaygı ve depresyon baskın hale geldi. Siber liberalizmin karşısına siber faşizm ya da liberal faşizm kutbu ortaya çıktı, Trump gibi liderleri sembolleştiren. Neo liberalizmin aksine, siber-liberalizm, bireysel yorgunluk duygusuyla taçlandırılan neşeli bir dikkat eksikliği-hiperaktivite-depresyon sürekliliğine neden oldu.
Artık semptomlarımız ve zihinsel rahatsızlıklarımız siyasal bir hale geldi. Bütün bu psikolojik sorunlardan siyaset aracılığıyla, örgütlenerek ve kapitalizmin "Zevk al!" emrine karşı çıkarak, platform şirketlerinin kurduğu yeni feodal düzenin dışına çıkacak yeni yaşam alanları kurarak kurtulabiliriz. Yoksa bu sürecin devamında gelecek olan tek şey liberal faşizm olacak.
Bülent Usta Birgün
Birgün
2009: Obama, TBMM'de konuşuyor. |
BOP’ta 3’üncü evre: Tufan’dan ‘yeni düzen’e
NEDEN BOP?
1’inci neden; bölgenin neoliberalizasyonu
ABD’nin “Ortadoğu’yu Dönüştürmek’ten kastı bölge ülkelerinin “reform” adı altında neoliberalisazyonuydu. Dünyanın enerji deposu olan bölgenin tüm bileşenlerini kapsayacak şekilde bölgenin neo liberal tahakküme açılması “reform” olarak pazarlanıyordu. Bölge rejimlerinin neo liberalizmle sorunları olmasa da ABD’nin istediği hızda küresel neo liberal politikalara entegre olmuyorlardı. İran, Libya, Suriye bu ülkelerdendi.
2’nci neden; İslamcılara alan açmak
Bir diğer etken ise “Yeşil Kuşak” bakiyesi siyasal İslamcılara alan açmaktı. Yıllar yılı “beslenen” siyasal İslamcılar artık kabuğundan çıkmıştı, bunların “ılımlılaştırılarak” siyasal sürece entegre edilmeleri gerekiyordu. Ne liberalizmle ne de emperyalizmle bir sorunları olan İslamcılar, kendilerine biçilen misyonu yerine getirmekte heveslilerdi.
3’üncü neden; İsrail’in güvenliğini sağlamak
BOP’un bir diğer ayağı da İsrail’in “güvenliği”nin sağlanmasıdır. Yayılmacılığını sürdüren İsrail’in işgalci politikaları Ortadoğu’da büyük bir rahatsızlık nedeniydi. İsrail’in “güvenliği” için bölgenin düzleştirilmesi gerekiyordu. Bunun için de İsrail’e karşı çıkan İran ve müttefiklerinin oluşturduğu “Direniş ekseni”nin parçalanması ve “ılımlı” İhvancılar’a alan açılması gerekiyordu. İslamcılar iktidara taşınarak radikallikleri de törpülenecekti bu vesileyle.
BOP’UN AŞAMALARI
Ortadoğu’ya nizam vermeye yönelik Büyük Ortadoğu Projesi’nin üç evresinden bahsedilebilir.
1’inci evre Arap Baharı
2010’lara gelindiğinde BOP’un hayata geçirilmesi için elverişli maddi koşullar oluşmaya başladı. Arap sokaklarındaki kitlelerin biriken öfkesi çalındı, meydanlara taşan irade BOP’a kanalize edilmeye çalışıldı. Kimi ülkelerde kısmen başarılı olundu, kimilerinde ise bu girişim tutmadı, Libya, Suriye, Yemen gibi ülkeler kanlı bir iç savaşa sürüklendi.
2’nci evre Abraham Anlaşmaları
Emperyalist odaklarının Ortadoğu’yu Arap Baharı üzerinden dönüştürme senaryosu iflas edince Amerika, Donald Trump ile birlikte yeni bir konsepte gitti. Mevcut İslamcı/Arap rejimlerin diplomatik yollarla, masa başında çeşitli rüşvetler/çıkarlar karşılığında İsrail ile barıştırılması. Abraham/İbrahim anlaşmaları ile Arap rejimleri birer birer normalleşti. Her şey yolunda gidiyor gözükürken Filistin’in var olma hakkını yok sayan bu anlaşmalar da 7 Ekim 2023 itibariyle sekteye uğradı.
3’üncü aşama; İsrail eliyle yıkım
İbrahim Varlı Birgün
Ekim 13, 2024
Evrensel
Tehlikeli olan kuryeler mi meslekleri mi?
Türkiye’de daha çok esnaf kurye uygulamasıyla; bilinen e-ticaret şirketlerinin oluşturduğu dijital platform ekonomisi modeli, çalışanların “parça başı iş” olarak bilinen bağımlı iş ilişkisini sözde şirket-şirket ilişkisine çeviriyor. Bu model, emekçilere özgürlük vereceği ve “kendi işinin patronu” olma lüksü yaşatacağı mottosuyla ortaya çıkarken, gerçekte işin böyle yürümediği, dünyanın pek çok yerinde farklı örneklerle görüldü. Türkiye’de çok farklı kuryelik modelleri var. Tek bir kurye modeli yok, kuryelikler var. Son yıllarda kendi hesabına çalışma biçimi yaygınlık kazansa da, küçük işletmelere bağlı SSK’li ve sigortasız kuryelik yapan, yine küçük kurye firmalarına bağlı ya da bağımsız çalışan evrak kuryeliği, ecza depolarına ve çeşitli sektörlere bağlı çeşitli tipte çalışma modelleri ile çok parçalı üretim ilişkileri içinde kuryelikler mevcut.
Moto kurye ölümleri son 4 yılda daha görünür hale geldi. Kısa bir basın taraması yaptığımızda pandemiden önce kurye ölümlerine dair tek tük haberler dışında bir bilgiye rastlamıyoruz. Bu elbetteki kuryelerin iş cinayetlerinde hayatlarını kaybetmedikleri anlamına gelmiyor. Kurye Hakları Derneği ve İSİG Meclisinin verilerine göre 2022’de en az 58, 2023’te ise en az 68 moto kurye iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Emniyet, Noterler Birliği ve TÜİK’in istatistiklerine göre son 3 yılda pandemiden beri motosiklet sayısı ülkede 2 milyon 100 bin artmış. Kara yolu trafik kaza istatistikleri 2023 verilerine göre toplam ölü sayısı bir önceki yıla göre yüzde 25.2 artmış. Motosiklet sürücüleri 1014 ölü sayısı ile toplam kaza ölümlerinin yüzde 15.5’ini oluşturmuş. Motosiklet sürücüleri 79 bin 902 yaralı sayısı ile 2023 yılındaki toplam 350 bin 855 yaralının yüzde 22.8’ini oluşturmuş. Aylık ortalama motosiklet kazası 7 bin 500 civarında. Kurye kazalarının ayrı istatistiği tutulmasa da bu kazaların önemli bir bölümünde kuryelerin taraf olduğu biliniyor. Ağır yaralanmalı ve uzuv kayıplı kazaların istatistiği bilinmiyor. Trafik kazalarında 2023 yılında toplam 6 bin 548 kişi hayatını kaybederken, 350 bin 855 kişi de yaralanmış. Yaralanmaların nüfusa göre oranı ise yüzde 4.11 ile ülke tarihinin en yüksek oranı.
MESLEK GRUBU SUÇLA BAĞDAŞMAZ
Bir meslek grubundaki suç oranları artarken, sektördeki yüzde yüzlük büyüme, motosiklet sayısındaki artış, iş cinayetlerindeki artış, trafik kazalarındaki artış… Bunları görmemek ne anlama gelir. Sadece kuryelerin değil, bir meslek grubunun tehlike olarak gösterilmesi toplumsal ve sınıfsal çelişkileri görünmez kılmaktan başka bir işe yaramaz.
Deniz İpek Evrensel
Ekim 12, 2024
Haliç
Kent-soylulaştırma-tetikçisi: Sanat mekânları
20. yüzyılın son çeyreğine dek aktif bir biçimde kullanılan ve bir su kenti olan İstanbul’un hat analizine bağlı gemi üretim, bakım/onarım ihtiyacını karşılayan Tersane-i Âmire, farklı programdaki yapıları ile Haliç’in kuzey kıyısında yaklaşık 2 km’lik kıyı şeridine kesintisiz olarak yayılıyor. Alandaki denizcilik faaliyetinin Osmanlı dönemi öncesine dek uzandığını çeşitli belgelerden takip edebiliyoruz. Alanda asırlardır üst üste katmanlaşan Roma, Bizans, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti’ne ilişkin denizcilik birikimi var. Bulunduğu konumda asırlardır kesintisiz bir biçimde faaliyetine devam eden bir üretim alanı olan Tersaneler, önce yavaş yavaş işlevsizleştirilmeye ve itibarsızlaştırılmaya başladı, peşine bu kesintisiz bütünlüğün Camialtı ve Taşkızak Tersaneleri kısmı, Haliç Port adıyla usulsüz olarak ihaleye açıldı. Tersaneler bir yandan parçalara ayrılırken alandaki donanım hurda olarak satıldı.
1 Eylül 2024’te açılışı yapılan Rixos sermaye grubuna ait, alanın yeni adını alan ve Evrensel’e konu olan Otel haberi arkadaki ticari ilişkileri detaylıca veriyor (2). Rixos başkanı Fettah Tamince’nin söyleşisinde geçen; “…7 yıl da imar durumu, izinler, davalar, proje hazırlıkları ile uğraştık..” sözleri de kent muhalefetinin, bizlerin karşı gücünü gösteriyor (3).
Rixos Tersane İstanbul Oteli de aynı Contemporary İstanbul gibi, Tersane İstanbul adı verilen Haliç Port projesinin devamı. Bu proje daha ilk ilan edildiğinde, dönemin Beyoğlu Belediye Başkanı tarafından Okmeydanı dönüşüm projesinin “denize açılan kapısı” olarak duyuruldu.
Contemporary İstanbul, bir “art-washing”, yani sanatla aklama projesi. Açarsak, sermayenin pozitif bir imaj kazanması, kendisini aklaması için sanata destek verdiği örneklerden biri. Bu aklama, alanın değerlerini olması gerektiği gibi yaşatma çabasına zarar veriyor. Olması gerektiği gibi yaşatma nasıl olur? Bu değerleri var edenleri yerinden eden değil, aksine onları gören, müşterek değerleri alelacele değil, zamana yayılan nitelikli bir şekilde ele alan vb. yollarla olabilir.
T.Gül Küksal Evrensel
Ekim 10, 2024
Ekim 09, 2024
Psişik kapanma
ZEVK TALEBİ
Şiddetin bu yaygın halini ve psişik kapanmayı engelleyecek en önemli şeylerden biri, önceki yazılarımda üzerinde sıkça durduğum kapitalizmin 'zevk talepleri'ne ya da 'zevk al' emrine karşı koyabilecek yeni bir politik, kültürel ve ahlaki karşı duruşu yaratabilmekten geçiyor. Herkesin her zaman mutlu olması, yaptığı her şeyden her zaman zevk alması gerekmiyor. Kişisel gelişim ve ilaç endüstrisi, medya ve reklam dünyası, sanki mümkünmüş gibi mutluluğun ve zevkin sürekliliği üzerinde duruyor. Sürekli bir gençleşme, enerjik hissetme, bağımsız ve güçlü olma talebi... Bazen arzuya ulaşabilmek için biraz zevk kaybı kaçınılmaz. Zevk kaybı ile acı arasındaki boşluğun gittikçe azalması, zevk alınamadığı anda acının devreye girmesi ve acı eşiğinin ilaçlar, bağımlılıklar ve daha pek çok şeyin etkisiyle düşük olması... Hatta zevk ile acı arasındaki boşluk öylesine azaldı ki, iktidarsızlıkla bir arada var olan aşırı erkekliği andırıyor; ne kadar çok zevk almaya çalışırsanız, gerçekte o kadar çok acı çekiyor olabilirsiniz.
KORUNMA
Psişik kapanmanın bir diğer nedeni de, 'öteki'den korunmak... Yani öteki için nesne olmaktan korunmaya çalışan özneler... Ama özne kendisini 'öteki'den ne kadar uzaklaştırırsa gerçekte o kadar nesneleşir. Yabancı düşmanlığı bu mesafeden alır gücünü. Bu uzaklık ve nesneleşme, şiddet sahnelerindeki acımasızlığın bir boyutunu oluşturuyor. Bu nesneleşme durumu, neoliberalizm ve beraberindeki ideolojiler ve uygulamalarla yaygınlaştı. Çoğunluk artık "komşunu kendin gibi sev" emri yerine, kapitalizmin "zevk al" emrine göre yaşıyor. İnsanları zombileştiren ideolojik ve kültürel bir salgınla karşı karşıyayız.
ZOMBİLER
Bülent Usta Birgün
Kültür yolları nereye çıkar?Bu festivale katılan sanatçıların çoğu ya da dışardan bakanlar “Kültür Bakanlığı bizim vergilerimizle zorunlu olduğu hizmetleri yerine getiriyor, ne var bunda?” diyebilirler. Bu çok masumca ya da bilinçsizce bir yaklaşım. Toplum mühendisliğinin neoliberal uzantısı olarak AKP’nin devleti yapması gerekeni yapıyor. Toplumun %85’inin yoksullukta eşitlendirildiği %15’luk kesimin şatafat içinde yaşadığı bir ülkede ekonomiden sağlığa, eğitimden, barınmaya halka karşı siyasi baskılarla iktidarını kurmuş bir iktidarın kültür ve sanat alanında bu kadar sevimli ve hakça davranması mümkün mü? Değil tabii ki. Kültür yolu festivallerinin çıktığı yollarda görüntüyü kurtarma çabalarıdır.
Sosyal medyada bir arkadaş düşüncelerini şöyle özetlemiş:
“Salgado da olsa!
Evet Salgado da olsa, kültür denilen kavramın yok edildiği, eğitimin yerle bir edilip, çarpık bir din temeline dayandırılmak istendiği, kültürün turizmin yanında üvey evlat muamelesi gördüğü bir düşüncenin varlığı ile buluşamam. Kültür yolu adı altında art niyetli düşüncelerini evrensel kavramlarla harmanlayıp, bizlere yedirmeye çalışan bir kurnazlığın esiri olamam. Yıllardır takip ettiğim 212 fotoğraf festivali de olsa bu düşüncenin içine dahil olduğu için yolumu birleştiremem. (Kendileri de biliyorlar bu yolun yol olmadığını, afişlerini bile bir kültür yollu, bir de yolsuz hazırlamışlar.) Velhasıl dostlar, bu yolun ardında olmasalar da yanından geçenlere de bir şey diyemem.”
Demokrasi mücadelesiyle buluşmayan hiçbir kültürel ve sanatsal etkinlik topluma değil, iktidarın çıkarına yontmak olur.
Özcan Yaman Evrensel
Ekim 07, 2024
Dava ve ticaret: Paradan kan damlar
Savaş, hisse senedi piyasasında özellikle ABD’de kurulu silah tekellerin kaldıracı oldu. Şirketler değerlerini katladı. Aralarında tanıdıklarımız var. Türkiye’de Koç Holding ile yarı yarıya ortaklığı bulunan ABD’li Ford ticari pikap kamyonetlerini zırhlandırıp Gazze savaşı için İsrail’e teslim etti. General Motors İsrail ordusu için motor ve şanzıman ünitesi üretti. Türkiye’de otomobil üreten Hyundai’nin ürettiği ekskavatörler de, Türkiye pazarına çoktan açılmış JBC’nin iş makineleri de ocak ayında Doğu Kudüs’te Filistinli ailenin evini yıkıyordu. Bu iş makinelerini taşıyan Mercedes Arocs kamyon Türkiye’de üretilmiş olabilir miydi? Soykırım ile doğrudan ilişkili sayısız ticari ilişki ve bağa siyasal iktidar gözlerini kapatmışken, kasım ayında Gazeteci Metin Cihan bir başka ticari ilişkiyi faş etti:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan 17 Ekim'de bir hastaneyi bombaladığı için İsrail'i kınarken, oğlu Burak'ın şirketi İsrail limanında yükleme yapıyordu. 28 Ekim'de Erdoğan yine İsrail'i eleştirirken ve insanları mitinge çağırırken, oğlunun gemisi kargosuyla Cebelitarık Boğazı'ndan geçiyordu.”
Ekim 06, 2024
Baskılara rağmen FIFA kulağının üstüne yatıyor
Fransa'da solcu Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) partisinden Milletvekili Thomas Portes, FIFA'nın İsrail'i tüm uluslararası futbol müsabakalarından men etmesi için change.org sitesinde imza kampanyası başlattı. İmza kampanyasına, Avrupa'da ve Kuzey Afrika'da kamuya mal olmuş birçok isim destek verdi.
SAVAŞ SUÇLUSU İSRAİL
Açıklamada, 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail'in saldırılarında 40 binden fazla Filistinlinin hayatını kaybettiği, on binlerce sivilin yaralandığı, 1,9 milyon Gazzelinin evlerini terk etmek zorunda kaldığı kaydedilirken, yaklaşık 1 yıldır Filistin halkının İsrail hükümeti tarafından inanılmaz bir şiddete maruz kaldığı ifade edildi. Filistinlilere yönelik toplu katliamlar gerçekleştiği, bölgede 92 Filistinli futbolcunun yaşamını yitirdiği ve Gazze'deki spor için kullanılan altyapının tamamen harabeye döndüğü aktarılan açıklamada, Rusya-Ukrayna savaşının ardından Rusya ve Belarus'un uluslararası spor müsabakalarından men edildiği anımsatıldı. Açıklamada, "Spor her daim olduğu gibi siyasi kalacak" ifadesi kullanılırken, FIFA'nın sorumluluk alarak İsrail'i uluslararası müsabakalardan men etmesi talep edildi.
Ekim 02, 2024
Ekim 01, 2024
Eylül 26, 2024
Eylül 24, 2024
Eylül 23, 2024
Birgün
Habercilere mankenlik yaptırıyorlar
Bir süredir kadın haber programcıları, televizyon stüdyolarında çekilmiş fotoğraf ya da görüntülerini, giydikleri kıyafetin markasını da üzerine yazarak sosyal medyada paylaşıyorlar.
Çoğunlukla da hikâye bölümünde yapılıyor bu paylaşımlar. Haber programcılarının paylaşımlarıyla da kalmıyor, kıyafet firması da kendi hesabında ayrıca paylaşıyor habercilerin bu fotoğraflarını. Giysi tanıtan mankenlerin fotoğrafları arasında yer alan haber programcıları da onlarla aynı işlevi yerine getirmiş, mankenlik ve dolayısıyla reklam yapmış oluyorlar.
Instagram’ı taradım, A Haber, Beyaz TV, CNNTÜRK, Ekol TV, KRT ve 24 TV’den kadın programcıların giydikleri kıyafetlerin markasını tanıttıkları fotoğraf ve görüntülerini buldum. Öğrendiğim kadarıyla, bu haber kanallarının yönetimleri, firmalarla anlaşma yapıyor; firmalar programlarda giyilmek üzere kıyafet gönderiyor, karşılığında da kadın haberciler, Instagram’da o markanın reklamını yapıyor.
Faruk Bildirici Birgün