Ultra işlenmiş insanlar
Tıp diplomasını Oxford’dan alan İngiliz uzman, abur cubur için kullanılan bilimsel bir terim olan UPF’nin “gıda değil, endüstriyel olarak üretilmiş yenilebilir bir madde” olduğunu; “bağımlılık yapmak üzere tasarlandığını ve pazarlandığını” iddia ediyor ve bu ürünleri şöyle tanımlıyor: “UPF’ler, taze hazırlanmış yemeklerin ve öğünlerin yerini alabilecek yüksek kârlı (düşük maliyetli malzemeler, uzun raf ömrü, vurgulu markalama), kullanışlı (tüketiciye hazır, aşırı lezzetli) ürünler yaratmak için tasarlanmıştır.”
Yazar, kitabında her birimizin yılda ortalama 8 kg katkı maddesi tükettiğimiz gerçeği gibi istatistikleri güçlü bir etki yaratmak için kullanıyor. Ya da 12 yaşındaki Birleşik Krallık çocuklarının üçte birinin artık çiğneme ihtiyacı duymadıklarını, Avustralya’nın yerlileri olan Aborijinlerin ‘modern’ hayatla tanıştıktan sonra çene kuvvetlerinde sadece 100 yıl içinde benzer ve dikkat çekici derecede hızlı bir evrimsel gerileme olduğunu belirtiyor.Van Tulleken’e göre obezitenin nedeni olağan şüpheliler ‘şeker, tuz, yağ ya da egzersiz eksikliği’ değil, ultra işlenmiş gıdalardaki sentetikler, kimyasallar ve dengeleyiciler. Bunlar evrimleşmiş tat, koku, renk ve doku kullanımımızı kısa devre yaptırarak bizi sağlıksız ve bağımlılık yaratan yeme tercihlerine ve ardından kilo almaya yönlendiriyor.NYT bu paradoksu şöyle tanımlıyor: İnsanlar gıda ucuz olduğunda mı daha çok yemek yiyor, yoksa gıdayı ucuz yapan işlem bizi daha çok yememiz için kandırdığı için mi daha çok ucuz gıda yiyorlar? Bu sorunun yanıtı, van Tulleken’in bizi hasta eden yiyeceklerin kâr amaçlı işlemenin bir parçası olduğu açıklamasında bulanık ve karışık. Düşük maliyet tüketimi arttırdığı için gıdaları daha ucuz hale getirmek için kalitesiz malzemeler kullanılıyor. Gıda “aşırı tüketilmek üzere tasarlanmış” olsa bile, poşeti 100 dolar olsa kimse onu yemez.